ATATÜRK ALEVİ MİDİR ?
Resmi anlatıda pek dillendirilmeyen bir gerçek, Mustafa Kemal'in, Bektaşiliğe yakınlığıdır. Herşeyden önce
Atatürk'ün Bektaşiliğe yakınlığı, Yaşadığı Selanik ve genelde Rumeli
bölgesindeki Bektaşi dergahlarının yoğunluğundan kaynaklanır. Acaba Atatürk'ün
Bektaşiliğe yakınlığı, ve ilgisi sadece yaşadığı yerdeki Bektaşi Nufusundan mı
kaynaklanmakta? Yapılan araştışmalar,
Atatürk ve Aleviler arasındaki bağın, sanılanın dışında, ilgi ve sevginin
ötesinde olduğunu gösteriyor.
Mustafa Kemal’in soyu Anadolu’ya dayanmaktadır.
Mustafa Kemal’in soyu Anadolu’ya dayanmaktadır.
Yörük Türkmen kökenlidir.
Mustafa
Kemal’in mensup olduğu soya Kızılcalı Türkleri denir.
Oğuzların kızıl oğuz boyundandır.
Kızılca bölüklü, Kızılcaörenli adı
da verilir.
Selanik’teki kayıtlarındaysa ”Karakocalılar” olarak geçmektedir.
Mustafa Kemal’in sülalesi olan Kızılcaoğulları,
Rumeli Aleviliğinin Anadolu koludur.
Bu
kolun anayurdu TOKAT –ALMUS TOZANLI VADİSİDİR. Bugün burada yaşayanların tümü de Alevidir.
Bu bölgeye yerleştirilen Yörük Türkmen boyları 1410 yıllarında Tokat, Çorum, Amasya, Sivas ve Reşadiye dolaylarındaki Kızıl Özenliler yurdu olarak bilinen bölgede “Kızıl Ahmetliler Beyliği” adıyla bir beylik kurmuşlardır.
Osmanlı Hükümdarlarından II.Murat’ın Amasya Valisi Yörgüç Paşa’nın bu beylik üzerine düzenlediği sefer sonucunda beylik ortadan kaldırıldı.
Bu bölgeye yerleştirilen Yörük Türkmen boyları 1410 yıllarında Tokat, Çorum, Amasya, Sivas ve Reşadiye dolaylarındaki Kızıl Özenliler yurdu olarak bilinen bölgede “Kızıl Ahmetliler Beyliği” adıyla bir beylik kurmuşlardır.
Osmanlı Hükümdarlarından II.Murat’ın Amasya Valisi Yörgüç Paşa’nın bu beylik üzerine düzenlediği sefer sonucunda beylik ortadan kaldırıldı.
Kızıl Ahmetliler beyliği halkının bir kısmı
zindanlara doldurularak, dumandan boğdurularak öldürülmüştür.
Bir kısmı da Anadolu’ nun çeşitli yerlerine
dağıtılmıştır.
Mustafa
Kemal Atatürk'ün baba soyu, Bu olay nedeniyle Konya'ya yerleşmiştir...
Bundan sonraki tarihsel süreç içerisinde, Fatih Zamanında Rumeli'nin Türkleştirilmesi sürecinde aile, Konya/Karaman'dan gelerek Manastır Vilayeti'nin Debre-i Balâ Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşmişlerdir.
Bundan sonraki tarihsel süreç içerisinde, Fatih Zamanında Rumeli'nin Türkleştirilmesi sürecinde aile, Konya/Karaman'dan gelerek Manastır Vilayeti'nin Debre-i Balâ Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşmişlerdir.
Kocacık, bugünkü Makedonya Cumhuriyeti'nde
Arnavutluk sınırına yakın olan Debre şehrine bağlı bir nahiyedir. Aile sonradan
(muhtemelen 1830'larda) Selanik'e göç etmiştir.
Mustafa Kemal’in dedesi Kırmızı Hafız Ahmet’tir.
Mustafa Kemal’in dedesi Kırmızı Hafız Ahmet’tir.
Mustafa Kemal’in Nüfus kayıdı “Yörük
tayifesinden “ diye geçmektedir.
Mustafa Kemal’in babası da nüfus kütüğünde
Kızılhafız oğlu Ali Rıza diye yazılmaktadır.
Mustafa Kemal, on yaşlarında
Selanik’teki Kızılbey sokakta bulunan ilkokula yazılmıştır.
Kızıl
sözcüğü genellikle Alevi Bektaşilere takılan bir addır.
Mustafa Kemal’in babasının ismi Ali Rızadır.
Ali Rıza, Ehli beyt soyunun Sekizinci İmam’ın ismidir.
Mustafa Kemal’in duygu ve düşüncelerinde Namık Kemal’in büyük tesiri sözkonusudur.
Mustafa Kemal’in duygu ve düşüncelerinde Namık Kemal’in büyük tesiri sözkonusudur.
Namık
Kemal de bir Bektaşi idi. Yine Bektaşi olan Abdulkerim Paşa’nın Mustafa
Kemal’le yazışmalarında, özel Bektaşi şifreleri kullanmaları onun Bektaşiliğine
dair bir kanıt olarak ileri sürülen bir başka kanıttır.. Zira bu şifreler
tarikata girmeyen kimseye verilmezdi..
Falih Rıfkı Atay, "Çankaya" kitabında, Kılıçoğlu Hakkı'ya atfen, Mustafa Kemal'in, Harbiye yıllarında tatillerde Selanik'e geldiğinde, Bektaşi Şeyh Rıfat Efendi'nin tekkesine gidip, dervişler halkası içinde ayinlere katıldığını yazar.
Falih Rıfkı Atay, "Çankaya" kitabında, Kılıçoğlu Hakkı'ya atfen, Mustafa Kemal'in, Harbiye yıllarında tatillerde Selanik'e geldiğinde, Bektaşi Şeyh Rıfat Efendi'nin tekkesine gidip, dervişler halkası içinde ayinlere katıldığını yazar.
Mustafa Kemal de Nutuk'ta,
Selanik'ten arkadaşı olan Abdülkerim Paşa ile telgraflaşmalarını anlatırken
Paşa'nın, kendisine "Kutb-ul akrap" yani "Kutuplar kutbu"
diye hitap ettiğini anlatır. Bu Bektaşiliğin en üst derecesi için kullanılan
bir terimdir..
Yararlanılan Kaynaklar
1-Türk Kültürü Dergisi, "Atatürk'ün baba soyu" Sayı; 145
2- Falih Rıfkı Atay, "Çankaya"
3-Mazhar Müfit Kansu , Atatürk'le Beraber, 1986
4- Mete Tuncay , Milliyet sanat sayı:246.s:25
5-Mustafa Cemil Kılıç, Laik Türkiye İçin Yükselen Alevilik, s. 193.-204
6-Cemal Şener, Atatürk ve Aleviler, Ant yayınları, s.14
7-A. Celalettin Ulusoy, Hünkar Hacı Bektaş Veli ve Alevi – Bektaşi Yolu. S.104.
8 –Atatürk ve aleviler Can Dündar
Yararlanılan Kaynaklar
1-Türk Kültürü Dergisi, "Atatürk'ün baba soyu" Sayı; 145
2- Falih Rıfkı Atay, "Çankaya"
3-Mazhar Müfit Kansu , Atatürk'le Beraber, 1986
4- Mete Tuncay , Milliyet sanat sayı:246.s:25
5-Mustafa Cemil Kılıç, Laik Türkiye İçin Yükselen Alevilik, s. 193.-204
6-Cemal Şener, Atatürk ve Aleviler, Ant yayınları, s.14
7-A. Celalettin Ulusoy, Hünkar Hacı Bektaş Veli ve Alevi – Bektaşi Yolu. S.104.
8 –Atatürk ve aleviler Can Dündar
Yunanlı Araştırmacı Christos Retoulas Atatürk
döneminde oluşturulan laiklik konseptinin Osmanlı'daki Vahdet-i Vücud felsefesi
üzerine kurulduğunu belirtiyor. Atatürk'ün ailesinin Mevlevi ve Alevi/Bektaşi
kökeninden geldiğini anlatan Retoulas, 'Mustafa Kemal tasavvufun piri,
efendisiydi. Atatürk Melami'ydi' görüşünde
ATATÜRK'ÜN ALEVİ/BEKTAŞİ OLDUĞU DOĞRU
Yunanlı Araştırmacı Christos Retoulas Atatürk Vahdet-i Vücud tasavvufunun piri, efendisiydi. Bazı birincil Yunanlı kaynaklar Zübeyde Hanım'ın Selanik Mevlihanesi ile yakın bağları olduğuna kişisel tanıklık etmektedirler.
Yunanlı Araştırmacı Christos Retoulas Atatürk Vahdet-i Vücud tasavvufunun piri, efendisiydi. Bazı birincil Yunanlı kaynaklar Zübeyde Hanım'ın Selanik Mevlihanesi ile yakın bağları olduğuna kişisel tanıklık etmektedirler.
Kendisinin anne
tarafı Yunanistan'ın Sarıgöl
bölgesindendir ve orası tümüyle Bektaşi etkisindedir. Atatürk'ün aslen Kocacık'lı olan baba tarafının Bektaşilik/Alevilik ve
Mevlevilik'le dini bağlantıları vardır. Kendisi de çocukken Mevlevi
ayinlerine katılmıştır.
18 Mayıs 1911 tarihinde Atatürk'ün Abdülkerim Paşa'ya Gelibolu'dan gönderdiği bir mektup var. Bu mektupta Atatürk kendisini 'Selanik Meydan dedesi, bu fakir Kemal' ve Abdülkerim Paşa'yı da 'Kutbül-aktap' (Tasavvufta en büyük veli anlamına geliyor) olarak adlandırmıştır. İstiklal Savaşı'nın başında yazılmış bir diğer telgrafta ise, Atatürk ile Osmanlı Sarayı arasında arabuluculuk yapan Abdülkerim Paşa'yla haberleşiyor. Burada, Abdülkerim Paşa Atatürk'ten 'Kutbül-aktap' diye bahsediyor.
18 Mayıs 1911 tarihinde Atatürk'ün Abdülkerim Paşa'ya Gelibolu'dan gönderdiği bir mektup var. Bu mektupta Atatürk kendisini 'Selanik Meydan dedesi, bu fakir Kemal' ve Abdülkerim Paşa'yı da 'Kutbül-aktap' (Tasavvufta en büyük veli anlamına geliyor) olarak adlandırmıştır. İstiklal Savaşı'nın başında yazılmış bir diğer telgrafta ise, Atatürk ile Osmanlı Sarayı arasında arabuluculuk yapan Abdülkerim Paşa'yla haberleşiyor. Burada, Abdülkerim Paşa Atatürk'ten 'Kutbül-aktap' diye bahsediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.