Büyük Selçuklu Devletini Haşaşin Tarikatı yıktı.Anadolu Selçuklu DevletiniTarikatlar marifetiyle 18 parçaya böldüler.Osmanlı Devletini tarikatlar marifetiyle nasıl yıktılar?Türkiye Cumhuriyeti devletini tarikat marifetiyle nasıl yıkıyorlar?Dönme, devşirmeler ulema oldu.Tarikatları nasıl ele geçirdi? Sözü Ramazan Kaan Kurt’a bırakıyoruz.
OSMANLI TÜRKİYE'Sİ ENDERUN SİYASASI İLE SİVİL-ASKER PAŞALAR BÜROKRASİSİ VE ULEMA EKABİRLERİNDEN OLUŞAN "DEVLET" ELİYLE YIKILDI.
"Osmanlı'nın insan 'çoban köpekleri' kamu hizmetleri için eğitmek üzere devşirdikleri Hıristiyan tebaanın çocuklarıydı… Devşirilen öğrencilerin en az zeki olanları saray bahçıvanı yahut denizci yapılıyor, bunların bir üst zekâ seviyesindekiler yeniçeri, daha yüksek seviyedekiler tımarlı sipahi oluyor, en zeki olanlar ise imparatorluğun idari kademelerinde görev almak üzere ayrılıyor ve sonunda vilayetlere vali yahut padişahın divanına üye, ya da divan başkanı, yani sadrazam olabiliyorlardı…
Bu rejimin paradoksu şuydu: Kanuni olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun birinci sınıf vatandaşı olan hür Sünni Müslüman Türkler Hıristiyanlıktan dönmüş ve ömür boyu köle olan idarecilerin emri altına giriyordu… Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün başlangıcıydı…
Göçebelerin karakteristik değerleri olan tahammül gücü, disiplin ve birlik ruhu, 1919-1922 yıllarında Türk halkının kurtuluşu oldu. Türkler, tarihlerinin pek büyük bunalımlarından birinde yine bir büyük lider buldular ve onun çağrısına koştular."
Endülüs İslam devleti (711-1492) 781 yıl sonra Batı Avrupa'nın Vatikan patentli "REKONKİSTA", Osmanlı Türk İmparatorluğu da "ŞARK MESELESİ" ile feci bir şekilde tarih sahnesinden silinmiştir.
Gerek Endülüs İslam devleti, gerekse Osmanlı İmparatorluğu, devlet yöneticilerinin içerideki ihanetleri ve gafletleri ile yıkılmıştır. Batı her iki yıkım projesinde DİN-FELSEFE-SİYASET-EKONOM
Türkiye Cumhuriyeti devleti, devletin mekanizmasını elinde bulunduran bir kısım sivil-asker siyasetçi, bürokrat ve iş dünyası mensubu kullanılarak feci bir sona doğru sürükleniyor. "?? açılımı" veya "demokratik açılım" adı ne olursa olsun Osmanlı Türkiye'sinin yıkımında kullanılan "Hürriyet" Cumhuriyet Türkiye'sinde "demokrasi" olarak tezahür ettirilmiş bulunuyor.
Osmanlı Türkiye'sinde hem yöneten hem de yönetilen açısından hayata mana ve nizam veren üç ana omurga vardı: a) Padişah ve saltanat ailesi b) Enderun mektebi merkezli siyaset ve sivil-asker bürokrasi c) ulema, yani medrese eğitimli âlim-hukukçular. Siyasi ve askeri gücü oluşturan gulam/köle devşirme Enderunlular ile 1517'de Yavuz'un Mısır'daki Memluk-Türk devletini yıkarak oradan getirdiği 2000 dolayındaki Arap ve dönme Eşari İslam uleması ve onların çocukları zaman içinde padişahlara/saltanat ailesine daha açıkçası Müslüman Türk tebaaya karşı işbirliği içinde hareket etti.
Şeyhülislamlar aynı konuda birbirine yüz seksen derece zıt fetvalar vermekten çekinmediler. Enderun-ulema işbirliği önce padişahların güç ve otoritesini sarstı. Arkasından Celali isyanlarına sebep olan Müslüman Türklere yönelik iltizam-mültezim sistemi yani "özelleştirilmiş gelir idaresi" vergi/ iktisadi zulmü ile Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucu unsuru Müslüman Türkler "barışta reçber, savaşta asker" "şamar oğlanı" durumuna getirildi. 16. yüzyılın başından itibaren zulüm vergisine dönüşen Aşar vergisi, Müslüman Türk çiftçi-köylüsünün üzerinden 7 Şubat 1925'te Atatürk tarafından kaldırıldı.
Kaynak: http://
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.