21 Mayıs 2017 Pazar

TÜRKÇE İBADET





TÜRKÇE İBADET
TÜRKÇE NAMAZ KILDIRDIĞI İÇİN GÖREVDEN ALINMIŞDI
Türkçe ibadetin tartışıldığı, ezanın Türkçeleştirildiği, Kur’an’ın tercüme edildiği ve her alanda yobazlıkla mücadele edildiği Cumhuriyetin ilk yıllarında bir imam Türkçe namaz kıldırdığı için görevden alınmıştır desem ne dersiniz? Bir çoğunuz ”Hadi canım sen de olur mu öyle şey” diyecektir fakat Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir imam Türkçe namaz kıldırdığı için görevden alınmıştır. Günümüzde ”tek parti döneminde Allah demek yasaktı” diye zırvalayan tarih yalancıları bu olay için ne yorum yapacak merak ediyorum.
Cumhuriyet’in dini yobazlıkla kararlı bir şekilde mücadele ettiği yıllarda gerçekleşen bu olay kısaca şöyledir :
19 Mart 1926 ‘da bir Ramazan günü Göztepe’de bir camide imamlık yapan Cemalettin efendi isminde bir imam, namaza ”Allahu ekber” yerine Türkçe ”Allah büyük” tekbiriyle başlamış, Fatiha’dan sonra okunan sureyi de Türkçe okuyarak namazı kıldırmak istemiştir fakat cemaat bu duruma tepki göstererek camiyi terketmiştir. Üsküdar müftülüğüne şikayet edilen hoca  Diyanet işleri başkanlığının konuyu incelemesi sonucunda Türkçe namaz kıldırdığı için 23 Mart 1926 tarihinde 743 sayılı kararla 2 hafta görevden uzaklaştırılmıştır (Mehmet Nuri Yılmaz, “Türkçe İbadet Üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’m Basın Açıklaması”, Diyanet Aylık Dergi, (Ocak 1998), sayı 85, sy. 5)
Cemalettin hoca, Türkçe ibadet konusunu geçmişte de savunan hocalardan biridir. Örneğin 1 Nisan 1925 tarihinde yazdığı bir yazıda, Kur’an’ın Türkçe’ye çevrilmesini desteklemiş, ayrıca namazın da Türkçe kılınabileceğini savunmuştur.(Mehmed Cemaleddin, “Halkın Fıtrat-ı Dinine Doğru: Kur’an’ın Tercümesi ve Sahib-i Mezhebimiz İmam-ı Azam”, İçtihad Dergisi, I Nisan 1925, sene 20, sayı 177, s. 3541- 3543)
Olay ülke çapında büyük yankı uyandırmıştır. 6 Nisan 1926 tarihli Vakit gazetesi olayı,”Münevver bir hocamız namazı Türkçe kıldırdı Allah büyük” başlığıyla okuyucularına duyurdu. Hocanın okuduğu surelerin tercümelerini yayınlayan gazete ayrıca hocayla röportaj yaptı. Hoca röportajda neden Türkçe namaz kıldırdığını şöyle açıklamıştır :
”Türkün dini gibi dili de vardır. Allah hangi milleti kusursuz yaratmışta da Türkü -haşa- kusurlu yaratmıştır? Ne çare ki, asırlardan beri Türkün başı, dinî, dünyevî iki türlü kapitülasyonla derttedir. Türk, çok şükür başını dünya kapitülasyonlarından kurtardı; din kapitülasyonundan da kurtarmanın zamanı gelmiştir.Ben o kanaatteyim ki, camilerimiz bu eski şekli korudukça, ileride kapıları kapanacaktır. Nasıl ki Hıristiyanlık içinde bir Protestanlık zuhur etmişse, Müslümanlık içinde de musaffa (an duru) bir Müslümanlık lazımdır ” ( Vakit Gazetesi, 6 Nisan 1926, s. 2)
Ertesi gün Vakit gazetesinin yazarlarından Mehmet Asım konuyla ilgili olarak şöyle yazacaktır :
“Eğer imama uyanlar, ondan Türkçe okumasını istiyor ve o şekilde namaz kılmak istiyorlarsa, buna mani olmamak gerekir” ( Mehmet Asım – ”Namazda Türkçe” Vakit Gazetesi 7 Nisan 1926)
8 Nisan 1926 tarihli İkdam gazetesinde Ahmet Cevdet,  ”Medeniyetin bazı levazımı vardır” başlıklı yazısında resmi görevli olmayan imamların eğer cemaat isterse Türkçe namaz kıldırabileceğini ama resmi görevli olan imamların Türkçe namaz kıldırmasının uygun olmayacağını yazmıştır
Kars milletvekili ve aynı zamanda gazeteci olan Ahmet Ağaoğlu, bu olayı 11 Nisan 1926 tarihinde Milliyet gazetesinde  ”Türkçe haram lisan mıdır?” başlığıyla yayınlanan makalesinde şöyle değerlendirmiştir :
”İstanbul camilerinden birinde Türk hocalardan biri Türkçe namaz kılmış ve bir çok Türk müminleri de devletin temeli olarak kabul eylemiş bir memlekette bunun kadar tabii bir hadise olabilir mi?  Fakat eyvah ki tabiilik ve mantık hala bir çoklarının dindarlığına yerleşememiştir. Anlaşılıyor ki bazıları hadiseye itiraz etmişler ve hocayı Diyanet işleri reisliğine şikayet eylemişlerdir.
Tekrar soruyoruz hocanın kabahati nedir ? Hangi kanunun, hangi şer-i şerifin, hangi düsturu Türkçenin dualarda kullanılmasını men etmiştir? Türkçe haram bir lisan mıdır ?Şer-i şerifçe haram bir lisan var mıdır ? ” (Ahmet Ağaoğlu  ”Türkçe haram lisan mıdır?” Milliyet- 11 Nisan 1926)
Ahmet Ağaoğlu makalesinin devamında Türklerin yüz yıllardır dinlerini anlamadan yaşadıklarını, Türklük ve müslümanlığın bugüne kadar farklı şeylermiş gibi algılandığını şöyle ifade etmiştir :
”Türk fiilen dini membalardan mücerret olduğu, kıldığı namazın yaptığı duaların bile manalarını anlayamadığı için dininden de mahrum kalmıştır. Din yerine kafasında ve kalbinde asla alakası olmayan ve dine taban tabana zıt bulunan hurafat ve israiliyat taşımakta idi.
Fakat bereket versin ki gözlerimiz geç de olsa açıldı. Türklüğümüzü ve Müslümanlığımızı idrak ettik. Ne Müslüman olmak Arap olmak ve ne Türk olmak Müslüman olmamak demek olmadığını öğrendik. Bilakis hakiki Türk olmak aynı zamanda hakiki Müslüman olmak demek olduğuna kani olduk. Zira vakalar ve hadiseler isbat etti ki Müslümanlığı müdafaa, muhafaza ve idame ettiren yegane hakiki amil Türk imiş. Türksüz Müslümanlık yaşamaz, yaşayamaz. Binaenaleyh Türk manen kuvvetli olmalıdır ki Müslümanlık da manen ve maddeten kuvvetli olsun.”
Ahmet Ağaoğlu’nun bu yazısından sonra Diyanet işleri başkanı RIFAT BÖREKÇİ konu hakkında şöyle açıklamada bulunmuştur :
“Inkilapçılık ayrı, namaz olayı ayrıdır. Türkçe namaz kılmakla dinimizin inkişafına çalışıldığını ve böylece de inkilâbın esaslanna hizmet etmiş olunduğunu söylemek abestir ve inkilabı anlamamaktır”
Ayrıca Türkçe namazı savunanlara cevap olarak Türkçe namaz kılınamaz, ayetler namazda Arapça olmalıdır diye bir fetva yayınlayarak konuyu kapatmıştır
Düşünün… Osmanlı’dan miras kalan tüm köhnemiş, yobazlaşmış kurumları teker teker kaldıran, Türkçe ezan okutmayı düşünen, Kur’an’ın tercüme edilmeye başlandığı ve en önemlisi Atatürk’ün yaşadığı dönemde bir imam ”Türkçe namaz kıldırdığı için” görevden alınıyor. Bu olay, Atatürk’ün nasıl bir gericilikle savaştığının, her devrimin gerçekleşmesi için uygun bir zamanın olduğunun ispatı değil midir ?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.