26 Mayıs 2017 Cuma

KURAN-I KERİM’DE TÜRBAN VE BAŞÖRTÜSÜ VAR MI?



KURAN-I KERİM’DE TÜRBAN VE BAŞÖRTÜSÜ VAR MI?
1988 yılında TRT’de yayınlanan “Türban” konulu açık oturumda konuşuyor, İlahiyat profesörü Bahriye Üçok. Kuran-ı Kerim’de başörtüsünün var olmadığını; türbanın Atatürk ilkelerine ve özellikle laikliğe karşı yapılan bir saldırı olduğunu dile getiriyor. Tehdit telefonları alıyor, tebrik telefonları aldığı gibi. Bir gün bombalı bir saldırıda öldürülüyor.

Peki, Türban gerçekten de Kur’anda yer alıyor mu? Yoksa, çağımızın en büyük muamması olan türban sorunu, laikliğe karşı işlenen büyük cinayet mi? İnceleyelim.

Bahriye Üçok, Yaşar Nuri Öztürk ve diğer ilahiyat profesörlerinin belirttiği ilk ayet; Nur suresinin 31. Ayeti. Abdülbaki Gölpınarlı’ya göre meali şöyle:
“İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve açığa çıkanlardan, görünenlerden başka ziynetlerini göstermesinler ve örtülerini, göğüslerini örtecek bir tarzda omuzlarından aşağıya doğru salsınlar; kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babasından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut kendi malları olan kölelerden yahut erkeklikten kesilmiş veya kudreti olmayan erkek hizmetçilerden yahut da henüz kadınların gizli hallerine vâkıf olmayan erkek çocuklardan başka erkeklere ziynetlerini göstermesinler; gizledikleri ziynetler, bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar ve tövbe edin hepiniz Allah’a ey inananlar da kurtulun, erin murâdınıza.”

PEKİ YA BAŞÖRTÜSÜ?
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda “başörtüsü” diye adlandırılan şeyin yanlış yorumlandığıdır.  Kadınların iffetlerini korumaları yer almakta fakat göğüslerini örtmeleri için kullanılan bez parçası, “başörtü” diye adlandırılmaktadır. Bunun yanı sıra kadınlar, günümüzde hali hazırda iffetlerine dikkat ettikleri ve kölelik de kalmadığına göre kadınların başörtüsü takmaları laikliğe karşı atılan büyük bir darbedir. Üniversitelere hatta ilkokullara kadar herkesin istediği kıyafetle giriş çıkış yapma özgürlüğü büyük bir demokrasi adımı gibi görünse de bu durum, laikliğe vurulan bir zincirin ilk halkasıdır.

Diğer bir ayet ise Ahzab suresinin 59. Ayetidir. İmam İskender Ali Mihr’e göre meali:
“Ey Nebî (Peygamber)! Zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (mü’min kadınlara) söyle, cilbablarına sarınsınlar (örtünsünler). Bu, onların (cariye olmadıklarının, hür ve iffetli kadın olduklarının) bilinmesi ve onlara eziyet edilmemesi için daha uygundur. Ve Allah, Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).”

Burada Cilbab kelimesinde kast edilen anlam, vücutlarını tamamen sarmayacak şekilde bir dış giysi tarafından örtünmektir.  Bu ayette de başörtüsü ile ilgili herhangi bir cümlenin var olmadığı da apaçık ortadadır.
PEKİ TÜRBAN İLE AMAÇLANAN NE?
Türban, Atatürk ilkelerine karşı kurulan büyük komplonun ilk aşamasıdır. Kuran’da yer almayan böyle bir oluşumun dini vecibelerle alakası yoktur, tamamen siyasi amaçlara dayanmaktadır Türkiye, laik bir toplumun neferlerinden oluşur. İnanıyoruz ki, türban meselesi de er geç çözülecektir.

TÜRBAN / BAŞÖRTÜSÜ/ ÇARŞAF/ TESETTÜR KURAN`DA YOKTUR

Son zamanların güncel konularından biri olan türbanla ilgili olarak çoğumuz birşeyler söylemekte, tartışmalar yapılmakta, çoğu köşe yazarları bu konuya eğilmektedir. (10-15 sene evvel bu konuda hiç yorum yapılmaz ve başörtüsünün dinde olduğu kabul görürdü, Allah’a şükür Kuran’daki İslam’ın gücünün etkisiyle artık insanlar doğruları bulmak konusunda Kuran’ı rehber alıyorlar.)

Gelin isterseniz Kuran`da kapanmayla ilgili ayetlere bir göz atalım;
Yaratıcımız ilk insandan beri belli yerlerin kapanmasının şart olduğunu bize söylemiştir.

Araf Suresi 26 da
“Ey Ademoğulları !size çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve kıyafeti indirdik. “der.
Artık herkesin bildiği Nur Suresi 31. ayet söyle der;
“Mümin kadınlara da söyle; Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünenler hariç açmasınlar.
ÖRTÜLERİNİ (BURADA HIMAR KELİMESİ GEÇER, HIMARIN KELİME ANLAMI ÖRTÜDÜR. MASAYA KONURSA MASAÖRTÜSÜ OLUR BAŞI ÖRTERSE BAŞÖRTÜSÜ OLUR. ANCAK ALLAH EĞER BAŞIN ÖRTÜLMESİNİ İSTESEYDİ ABDEST ALINIRKEN BAŞIN SIVAZLANMASI KELİMESİNİ İFADE EDEN RES KELİMESİ GİBİ BAŞ ÖZELLİKLE VURGULANIRDI. ANCAK BURADA HIMARA HİÇBİR TAKI KELİMESİ GETİRİLMDİĞİNDEN SADECE ÖRTÜ MANASI ÇIKAR. YANİ GÖĞÜSLERİN ÜZERİNİN ÖRTÜLMESİ)yaka açıklarına koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkalarına göstermesinler; Kocaları… “. Ayette de görüldüğü gibi kapatılacak yerin yaka açığı olduğu bellidir. Hımar ile başı değil yaka açığının kapaması istenir.

Kuranda kapanmayla ilgili bir başka ayete de
Ahzab 59 da rastlarız
“Ey Peygamber!Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle elbiselerini üzerlerine giysinler. Bilinip incitilmemeleri açısından bu daha uygundur. “
Gördüğünüz gibi ayetlerde türban, çarşaf, başörtüsü, peçe gibi kapanmalar geçmez. Bunlar birçoğumuzun dinde var olduğunu sandığı ama aslında dinde olmayan şeylerdir. Ancak insanlar örflerini, geleneklerini, kültürlerini dinselleştirdikleri zaman bu tip durumlar ortaya çıkar. Dünyanın çoğu yöresinde insanlar sıcaktan etkilenmemek için çeşitli önlemler alırlar. Çıplak ayakla gezmemek de bir önlemdir başına birşey örtmekte. Bunlar çağlar boyunca günümüze gelen yöresel ve iklimsel kıyafetlerdir. Sıcak yerlerde kadınlar gibi erkekelerde başlarını kaparlar. Bu gayet normal bir durumdur, bizde yazın kafamıza güneş geçmesin diye önlemler almaktayız.
Tabiatıyla geleneğin yıkılması çok zordur, gelenekçi bir yapıdaki ortamda dünyaya gelen ve yaşamını yine aynı ortamda sürdüren insanlara bunu anlatmanın ne kadar zor olduğunu bilmekteyim ki yıkılması en zor olan şeyler insanların süregelen gelenekleridir. Ancak yanlış olan birşeyde de inat etmenin bir mantığıda yoktur hele bu Allah`ın indirdiğiyle de çelişiyorsa. Bunun yanısıra insanların aklına şöyle bir soruda gelebilir; başlarını örtenler bunu kulaktan duymalar, şeyhine uymalar, kocasının baskısına uyanlar dışında başörtüsünün yada adı neyle anılıyorsa onu okudukları bir kitapları mı var çünkü Kuranda geçmiyor. Evet okudukları birkaç kitap var. İsterseniz bu kitapların içindekilerden birkaç tanesini size örnek vereyim; o kitaplara göre; zina eden kişiler recm edilerek (taşlanarak) öldürülmelidir, kabak sevmeyen kişiler öldürülmelidir, kadının sesi haram olduğundan ağzına çakıl taşı doldurarak konuşturulmalıdır, resim heykel günahtır, erkek ipek giyemez, altın takamaz, kadın adetliyken namaz kılamaz-oruç tutamaz- hacca gidemez, midye karides tarzı yiyecekler haramdır, erkek sarı elbise giyemez, satranç oynamak haramdır, orucunu yanlışlıkla bozan 61 gün daha tutar, Kuranın bazı ayetlerini keçiler yemiştir. E bu kadar saçma sapan izahın içinde kadının kapanmasıyla ilgilide saçmalığa rastlayabilirsiniz; kadın baştan aşağıya çarşafla kapanmalı, kadının peçe takması gerekir, tek gözü açık dolaşılabilir, vücudun hiçbir uzvu gözükmez. İşte onların kitaplarında Allahın kitabında olmayanlar yazıyor, onların zihniyetleri böyle. Belki çoğu yaptığının doğru olduğunuda zannediyor olabilir ama yanlış, en azından yapılanların dinle bir ilgisi yok. Bunu Allah böyle istiyor demeleriyse Allah adına yalan söylemeleridir. Allah kadının kapanma ölçülerini vermiştir, tabiki isteyen çarşafta giyebilir o da onun tercihidir ama Allahtan gelen bir emir değildir, o emir gelse gelse kocasından gelir kocasının ailesinden gelir, dillendirilmese de yetiştiği toplumdan gelir, şeyhinden şıhından gelir, bu işin ticaretini yapanlardan gelir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.