31 Ocak 2014 Cuma

KARA ÇARŞAFIN KÖKENİ

Osmanlıda 2. Abdulhamit kara çarşafı ve çarşafı yasaklamıştır.
Belge :Başbakanlık Osmanlı Arşivleri ,Dahili İradeler kısmı No: 99887

 KARA ÇARŞAFIN KÖKENİ

Gericilerin bir kesimi çarşafın Ahzap suresi 59. ayetinde geçen cilbab olduğunu öne sürerler. Yalandır.
Ahzap 59. Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de  cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Cilbab, dış elbisedir ama çarşafla ilgisi yoktur. 2 parça değil, tek parça gömlektir ve kadınlar kullanabildiği gibi erkekler de kullanır. Erkeklerin kullandığına dair hadisler de vardır. İşte biri:
(Cilbabı [gömleği] haram olan erkeğin namazı kabul olmaz.) [Bezzar]
Araplarda ne İslam öncesinde ne de İslam’ın ilk dönemlerinde çarşaf giyildiğine dair hiçbir bilgi-kayıt yoktur. Eski din kitaplarında da nafaka olarak verilen giysi listelerindeçarşaf 
 geçmez. Dolayısıyla çarşafın İslam’a çok sonra girdiğinde bir şüphe yoktur.
Tefsirlerde Ayşe’nin ferace giydiği belirtilir. Nitekim İfk hadisesini anlatan Hz  Ayşe’ye ait hadiste de ferace geçer:
“…Derken uyumuşum, Safvân b. Muattal ordunun arkasına kalır, insanların eşyalarını araştırır, bir şey kalmış ise kaybolmaması için diğer konak yerine götürürdü, beni görünce tanımış “Allah’tan geldik ve yine O’na döneceğiz” (Bakara, 2/156) demesiyle uyandım, hemen feracemle yüzümü örttüm, devesinden indi, ben bininceye kadar çekildi, bindim. Sonra deveyi çekti, yürüdü, öğle sıcağında orduya yetiştik; inmişler, bağrışıyorlardı….”
Osmanlı’da da kadınlar ferace giyerlerdi.  Ferace, uzun, yakalı, saçları örtecek yaşmağı olan, eteğe kadar uzanan manto benzeri dış giysiydi.

OSMANLI’DA ÇARŞAF:
Çarşafa Osmanlı’da 19. Yüzyılın sonlarında rastlanmaya başlanır. Yani Anadolu Müslümanlarında çarşafın tarihi 150 yılı bulmaz. İlk olarak Tanzimat döneminde hacca gidenlerin İranlı hacılardan görerek getirmeleriyle ülkeye girmiştir. Ancak başlangıçta tutulmamış ve din çevrelerince bidat olarak nitelenmiştir.  Zaman içinde çarşaf kullananların sayısında artış yaşanmış, 1870’lerde yaygınlaşmıştır. Sultan 2. Abdülhamit tarafından İslam’da yeri olmadığı ve çarşaf giyenin erkek mi kadın mı olduğunun anlaşılmadığı gerekçesiyle yasaklanmıştır. Ancak 1913’de Rumeli’deki Ortodoks ve Yahudilerin giyimlerinden alışkanlık kazanan muhacirlerin göçüyle yeniden yayılmaya başlamıştır. (Diyanet Vakfı İslam ansiklopedisi)

ÇARŞAFIN KÖKENİ PAGANLARA DAYANIR:
Müslümanlara Yahudi ve Hristiyanlardan geçen çarşafın bu 3 dinle de ilgisi yoktur. Hristiyanlığa ve Museviliğe de paganlardan geçmiştir. Tevrat’ta  peçe fahişe giysisi olarak anlatılır.
Tekvin/38/14. Tamar üzerindeki dul giysilerini çıkardı. Peçesini örttü, sarınıp Timna yolu üzerindeki Enayim Kapısı`nda oturdu. Çünkü Şela büyüdüğü halde onunla evlenmesine izin verilmediğini görmüştü.

15. YAHUDA ONU GÖRÜNCE FAHİŞE SANDI. ÇÜNKÜ YÜZÜ ÖRTÜLÜYDÜ.
Tabletlerden ortaya çıkarıldığına göre Sümer-Akad döneminde tapınak fahişelerinin yani kutsal rahibelerin örtüleri çarşaf şeklindeydi ve yüzü, başı örterdi. O dönemde halk açık giyerken, fahişeler kapanırdı, aynı Tevrat’ta bahsedildiği gibi.
 Ta ki Asurlulara kadar. Asur yasalarından anlaşıldığı üzere, Asurlular tam tersini uygulamaya geçtiler. Fahişelerin açık olmasını, fahişe olmayan kadınların ise kapanmasını şart koşar.
-          İster evli kadınlar, ister dul kadınlar, veya Assur’lu kadınlar olsun sokağa çıkarlarken başlarını açmayacaklardır. Adamın kızları… ya bir şal, ya bir … veya bir Gulinu ile örtüneceklerdir.
-          Fahişe örtülü değildir, başı açıktır. Örtülü bir fahişeyi gören olursa, onu tutuklayacak, şahitler bulacak; onu saray mahkemesine götürecek, ziynetlerini almayacaklar, onu yakalayan (sadece) elbisesini alacaktır. (Örtülü fahişeye) elli sopa vuracaklar, başına zift dökecekler.
Aynı Asurluların yaptığı değişiklik gibi zaman içinde Yahudiler ve ardından Hristiyanlar da giyim şeklini değiştirdiler ve örtündüler. İslam’da o yolu izledi. Suriye ve civarındaki gayrimüslim giysileri Müslümanlara da intikal etti ve günümüzde sanki hakiki Müslüman kadın giysisi çarşafmış gibi halka pompalandı. Öyle ki başörtülü, türbanlı hatta pardesülü kadının giyimini bile yetersiz görerek eleştirecek ve çarşafı dayatacak derecede yaygınlaştı.
http://panteidar.wordpress.com/2013/09/21/kara-carsafin-kokeni/


MISIR'DAKİ EL EZHER ÜNİVERSİTESİ'NİN REKTÖRÜ: KARA ÇARŞAFIN İSLAMLA İLGİSİ YOK!

Sünni İslam'ın en önemli enstitüsü olan Mısır'daki El Ezher Üniversitesi'nin rektörü Şeyh Muhammed Said Tantavi, kadının yüzünü ve vücudunun tamamını baştan aşağı örten kara çarşafın İslami inançla bir ilgisi olmadığından yasaklanması için fetva çıkaracaklarını belirtti.

Tantavi, Mısır'ın başkenti Kahire'de bir kız okulunu ziyareti sırasında çarşafla ilgili bir soruyla karşılaşınca, bir kız öğrenciden giydiği çarşafı çıkarmasını istedi. Ancak genç kız da çarşafının dini bir zorunluluk ve inancı olduğunu, çıkaramayacağını söyledi. Bunun üzerine şeyh Tantavi de, çarşafın sadece bir gelenek olduğunu ve Kuran'ı Kerim'le bir alakası olmadığını ifade etti. El Ezher, daha önce de kadınların vücut çizgilerinin belli olmayacağı şartıyla bol pantolon giyebilecekleri fetvasını vermişti.

AP ajansına konuşan el ezher üniversitesi güvenlik görevlileri de kendilerine sözlü olarak bir emir geldiğini, bundan sonra üniversitenin herhangi bir binasına veya üniversitenin alanına, baştan kara çarşaflı genç kızların bundan böyle alınmayacağının söylendiğini belirtti.

Sadece Mısır'da değil, dünyanın dört bir yanındaki Müslüman topluluklarında da olay yaratacak olan olay, Şeyh Tantavi'nin El Ezher Enstitüsü'nün ilk ve orta okullarına domuz gribi ile ilgili yaptığı bir okul gezisi sırasında yaşandı. Tantavi, bir sınıfta bir genç kıza, yüzünü açmasını söyledi. Kız da " Bu benim inancım gereğidir. Açmam" deyince, sinirlendiği her halinden belli olan Şeyh Tantavi, bağırarak kıza " Bu tarz örtünmenin yani Nikabın İslam'da yeri yok. Ben İslam dinini senden ve senin ailenden daha iyi biliyorum" dedi.

EL EZHER HOCALARINDAN TANTAVİ'YE DESTEK

Olayın arından AP ve REuters, Şeyh Tantavi'ye ulaşmak için birbirleriyle yarıştı. Ancak Tantavi'ye ulaşılamadı. Ama El Ezher Üniverstiesi Araştırma kurumlarından Şeyh Abdel Maotai Bayumi, AP'ye yaptığı açıklamada " Biz hep birlikte Nikabın, İslami olmadığını biliyoruz. Taliban kadınları çarşaf giymeye zorluyor. Ve bu iş giderek yayılıyor. Bunu yasaklamanın zamanı geldi" diye konuştu.



El Ezher Üniversitesi Rektörü Tantavi, öğrencilerin peçe takmasını yasakladı.

Mısır'ın en yüksek dini otoritesi El Ezher Şeyhi Muhammed Seyyid Tantavi, okullarda öğrencilerin peçe takmasını yasakladı.

El Ezher Üniversitesi Rektörü Tantavi, El Ezher dersliklerinde ve yatakhanelerinde öğrencilerin peçe takmasıyla ilgili yasak kararını bugün ilan etti.

AP ajansı, kararın, hükümetin Mısır'da aşırı muhafazakar İslami kesimin aleni uygulamalarına karşı başlattığı kampanyanın bir parçası olduğu yorumunu yaptı.

Mısır'da kadınların büyük çoğunluğu başörtüsü takmasına rağmen, peçe takanlar da mevcut. Mısır'da, kullanımı daha çok Suudi Arabistan'da olan nikaba eğilimin arttığı belirtiliyor.

Mısır'da muhalefet, peçenin İslami bir kural değil, gelenek olduğunu söyleyen Tantavi'nin kararının anayasaya aykırı olduğunu savunuyor.
http://www.frmtr.com/dini-sohbetler/3080654-carsaf-nereden-geliyor.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.