ARILAR OLMASA İNSANLAR DÖRT YIL YAŞAYABİLİR
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, arıların bir böcek olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Arılar olmasa insanlık ancak 4 yıl yaşayabilir" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, arıların insanlık üzerindeki önemi konusunda atom fizikçisi olarak tanınan Albert Einstein'ın da bilimsel tespitleri olduğu ve önemli mesajlar verdiğini belirtti. Einstein'ın sadece atom fiziğiyle ilgilenmediğini, arılarla ilgili bilimsel tespitleri de bulunduğunu kaydeden Sıralı, "Einstein'ın, 'Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır, arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan ve insan olmaz' sözleriyle anlamış olduk ki arılar, 130 bin farklı bitki türünün
çoğalmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanoğlunun da çok önemli gereksinimlerini karşılıyor. Bu ünlü bilim adamının söylemek istediği, dünya üzerinde oldukça yaygın olan ve bitkilerin tozlaşması üzerinde en etkili bu yararlı böcekler ortadan yok olursa, insanoğlunun da çok fazla yaşam koşullarının kalmadığını dile getirmesiydi" dedi.
Her zaman olduğu gibi değerlerin farkına onları kaybetmeye başlayınca varıldığını ifade eden Yrd. Doç. Sıralı, "Bu olay biz insanoğlunu arılar hakkında daha bilinçli olmaya sevk edeceği kesin. Artık biz insanlar arıları küçük bir böcek olarak değil, yaşamın devamı için görevlendirilmiş kutsal bir hayvan olduğunu anlamak zorundayız. Sonuç olarak, dış ülkelerde ve bazı yörelerimizde gözlenen yoğun arı kayıpları arıcılarımızı, bu meslek dalına ait yetkilileri ve araştırıcıları detaylı araştırma yapmaya ve
gerekli önlemleri almaya mecbur kıldı. Çünkü genetik zenginliğimizin çok değerli bir türünü oluşturan bal arısı popülasyonlarımızın yok olmasını engellemek, birbirinden değerli arıcılık ürünlerinin üretiminden ziyade bir bakıma bitkisel üretimdeki yaşanabilecek çok büyük kayıpları da önlemek demektir" diye konuştu.
Newsweek'e göre bitkilerin döllenmesinde büyük rol oynayan arıların yok oluşu büyük bir gıda krizinin habercisi. Kanada, Brezilya, Hindistan, Çin ve Avrupa'da da panik devam ediyor. İngiltere Arıcılar Birliği, "2018 yılında İngiltere sınırlarında tek bir arı bile kalmayabilir. 330 milyon dolarlık tarım endüstrisi çökebilir" açıklamasıyla tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi.
Amerikan Bal Üreticileri Birliği ise "Trilyon dolarlık tarım endüstrisi tek bir sendelemede parça parça olmaya hazır kristal gibi" diyerek tehlikeye dikkat çekti.
Bitkilerinçiçeklerini açma süresinin, tozlaşmada büyük rol oynayan arılarla ilgili olduğu saptandı.
Almanbilim adamları, sonuçları Ecology Letters dergisinde yayımlananaraştırmalarında , bitkilerin, ancak bir arı
tarafından “ziyaret edildikten”sonra çiçeklerini kapattığını tespit etti.
Normaldesabah açan ve öğlene doğru kapanan bir çiçeğe bir arının konmaması halindeçiçeğin akşama kadar açık kaldığını gözlemleyen araştırmacılar, arılar olmazsabitkinin doğal saatinin geri kaldığını belirtti.
Araştırmalarında,tozlaşman ın çiçeklerin daha
çabuk kapanmasını sağladığını gördüklerini bildirenbilim adamları, bitkilerin
doğal saatinin bozulmasının geniş bir alandaki besinzincirini tehlikeye
sokabileceğini kaydetti.
Araştırmanınsonucunun tarımda tozlaşmanın başarısı açısından önemli olduğunu ifade edenbilim adamları, azalan arı popülasyonunun bir tehdit oluşturabileceğiuyarısında bulundu.
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, arıların bir böcek olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Arılar olmasa insanlık ancak 4 yıl yaşayabilir" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, arıların insanlık üzerindeki önemi konusunda atom fizikçisi olarak tanınan Albert Einstein'ın da bilimsel tespitleri olduğu ve önemli mesajlar verdiğini belirtti. Einstein'ın sadece atom fiziğiyle ilgilenmediğini, arılarla ilgili bilimsel tespitleri de bulunduğunu kaydeden Sıralı, "Einstein'ın, 'Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır, arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan ve insan olmaz' sözleriyle anlamış olduk ki arılar, 130 bin farklı bitki türünün
çoğalmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanoğlunun da çok önemli gereksinimlerini karşılıyor. Bu ünlü bilim adamının söylemek istediği, dünya üzerinde oldukça yaygın olan ve bitkilerin tozlaşması üzerinde en etkili bu yararlı böcekler ortadan yok olursa, insanoğlunun da çok fazla yaşam koşullarının kalmadığını dile getirmesiydi" dedi.
Her zaman olduğu gibi değerlerin farkına onları kaybetmeye başlayınca varıldığını ifade eden Yrd. Doç. Sıralı, "Bu olay biz insanoğlunu arılar hakkında daha bilinçli olmaya sevk edeceği kesin. Artık biz insanlar arıları küçük bir böcek olarak değil, yaşamın devamı için görevlendirilmiş kutsal bir hayvan olduğunu anlamak zorundayız. Sonuç olarak, dış ülkelerde ve bazı yörelerimizde gözlenen yoğun arı kayıpları arıcılarımızı, bu meslek dalına ait yetkilileri ve araştırıcıları detaylı araştırma yapmaya ve
gerekli önlemleri almaya mecbur kıldı. Çünkü genetik zenginliğimizin çok değerli bir türünü oluşturan bal arısı popülasyonlarımızın yok olmasını engellemek, birbirinden değerli arıcılık ürünlerinin üretiminden ziyade bir bakıma bitkisel üretimdeki yaşanabilecek çok büyük kayıpları da önlemek demektir" diye konuştu.
Newsweek'e göre bitkilerin döllenmesinde büyük rol oynayan arıların yok oluşu büyük bir gıda krizinin habercisi. Kanada, Brezilya, Hindistan, Çin ve Avrupa'da da panik devam ediyor. İngiltere Arıcılar Birliği, "2018 yılında İngiltere sınırlarında tek bir arı bile kalmayabilir. 330 milyon dolarlık tarım endüstrisi çökebilir" açıklamasıyla tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi.
Amerikan Bal Üreticileri Birliği ise "Trilyon dolarlık tarım endüstrisi tek bir sendelemede parça parça olmaya hazır kristal gibi" diyerek tehlikeye dikkat çekti.
Bitkilerinçiçeklerini açma süresinin, tozlaşmada büyük rol oynayan arılarla ilgili olduğu saptandı.
Almanbilim adamları, sonuçları Ecology Letters dergisinde yayımlananaraştırmalarında
Normaldesabah açan ve öğlene doğru kapanan bir çiçeğe bir arının konmaması halindeçiçeğin akşama kadar açık kaldığını gözlemleyen araştırmacılar, arılar olmazsabitkinin doğal saatinin geri kaldığını belirtti.
Araştırmalarında,tozlaşman
Araştırmanınsonucunun tarımda tozlaşmanın başarısı açısından önemli olduğunu ifade edenbilim adamları, azalan arı popülasyonunun bir tehdit oluşturabileceğiuyarısında
ARILARIN AZ BİLİNEN ÖZELLİKLERİ
Arılar kovan çevresinde bir tehdit algıladıklarında sn. 500 vuruş yaparak vızıldarlar. Kovanın çok sıcak olduğu zamanlarda onu soğutmak için yelpaze gibi sn. 250 vuruş yaparlar. Fakat, bir kovan içinde en güçlü sesi daima kraliçe arı çıkarır. Yumurtladığı dönemde en yüksek ses düzeyine ulaşan kraliçe arı, kovanda olan diğer dişi arıları tespit etmek ve yumurtaları korumaları için işçi arılardan yardım ister.
Bilim adamları arıların bacaklarını birbirine sürterek yaydıkları titreşimler ile haberleştiklerini söylemektedir. Arı antenleri üzerinde yapılan araştırmalar, antenlerin hem koklama hem de kulak çepherimiz ile aynı görevi gördüğünü anlamışlardır. Arı antenleri arıların kendi kulakları olarak kabul edilmektedir. Arıların çok komplike hayvanlar olduğunu biliyoruz fakat son araştırmalar eşiğinde arıların çiçek özlerini diğer arılardan dinledikleri bile düşünülüyor
Amerika’da yapılan araştırmalarda arıların kovan içinde kaldığı süre boyunca beyinlerinin aktif olduğu ortaya çıkmıştır. Kovan dışında kalan arılar bir süre sonra kovana dönmezse, kanatları zayıflıyor, tüyleri dökülüp beyin faaliyetleri zayıflıyor. Özetle arılar kalabalık yaşam için yaratılmış sosyal canlılardır.
ARI SOKMASI
Arının sokması sonucunda genellikle bireyler arının soktuğu bölgede ani ve keskin bir ağrı duyarlar. Daha sonra burası kızarır ve şişer. Eğer kişinin alerjisi yoksa bu şişlik genellikle her hangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın bir gün içinde kendiliğinden iyileşir. Alerjisi olan kişilerde ise durum çok daha ciddi seyreder. Ancak arı sokması karşısında verilecek tepkiler birden çok arının sokması karşısında daha fazlalaşır. Bu tablo baş ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik, ateş şikayetlerinin yanısıra daha farklı sorunlarla seyredebilir. Alerjik kişilerde belirtiler genellikle bir kaç dakika içinde başlar ve ne kadar erken başlarsa şiddeti de o kadar büyüktür. Belirtiler kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Fakat en sık olarak kızarıklık ve yaygın şişlik şeklindedir. Hayatı tehdit edici reaksiyonlar bu bulgulara eşlik edebilir (nefes alamama, kalpte ritm bozukluğu, vb).
Arı sokması toplumda özellikle arı yetiştiriciliğinin çok olduğu bölgelerde daha sık yaşanmaktadır. Ancak özellikle piknik yapılan yerlerde, açık alanlarda bu durumla karşılaşmak mümkündür. Arı alerjisinin gelişmesi için de kişinin daha önceden arı tarafından sokulmuş ve duyarlılanmış olması gerekir.
Dünya üzerinde bir çok arı çeşidi bulunmaktadır.En sık alerji sebebi olan arılar bal arısı, sarı arı ve eşek arılardır. Erişkin bir balarısı insanı soktuğunda iğnesi ile birlikte bazı iç organları da vücudundan koptuğundan kendisi de ölmektedir. Ancak bazı yaban arısı türleri sokma esnasında iğnesini bırakmamakta ve böylece tekrar tekrar sokabilmektedir. Bal arısı soktuktan sonra bıraktığı iğnesi çıkarılmalıdır.
Arı alerjisi varlığı deri testleri ve kan testleri ile saptanabilir. Daha önceden arı tarafından sokulup ciddi reaksiyon görülen kişilere arı alerjisi aşısı uygulamak gerekebilir. Bu tür tedaviler mutlaka bir alerji uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve uygulanmalıdır.
Genellikle arı ve eşek arısı zehirlerine karşı allerjik reaksiyonlar görülebilir. Arı saldırısında, kaçmaya çalışırken kafa ve yüz kapatılmalıdır; çünkü arılar genellikle yüzden ve baştan sokarlar.
Bazı basit önlemlerle arı sokması riski en aza indirilebilir. BunlaR
•Arılardan kaçmak amacıyla açık yerde yemek yemek ve piknik yapmaktan, arıları etkileyebilecek parfüm, saç spreyi ve kokulu kozmetiklerden, çiçekli ve parlak açık renkli desenli kıyafetlerden, terli dolaşmaktan kaçınmak,
• Çayırlık, açık arazide ve bahçe işleriyle uğraşırken uzun çorap, pantolon, uzun kollu gömlek, eldivenler, ayakkabı, şapka ve mümkünse kahverenkli bol kıyafetler giymek,
•Çöpleri ortada bırakmamak,
•Çevrede arı kovanı olup olmadığını kontrol etmek,
•Yayacağı kokular diğerlerini çekeceğinden yaban arısını kızdırmamak ve kovanı civarında öldürmemek,
•Bal arısının soktuğu yerde bıraktığı iğneyi elle çıkarmaya çalışmamak, mümkünse bir büyüteç ve cımbızla dikkatlice ve sıkmadan çıkarmak.
•Kazazedeyi en kısa sürede bir sağlık kurumuna ulaştırmak.
ARI SÜTÜ
Arı sütü mucize etkileri nedeniyle Dünya'nın pahalı sütü. Üretim zorluğu nedeniyle Türkiye'de yılda sadece 50 kilogram kadar üretilen arı sütünün kilosu 10 bin lirayı bulmakta. Arı sütünün en çok üretildiği ülke ise Japonya
Kraliçe arının yaşam kaynağı olan arı sütü faydalarıyla bilim adamlarını şaşkınlığa uğratıyor. Arı sütünün insan metabolizmasındaki en sıradan faydası, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmesi. Asıl mucizesi ise ömre ömür katması. Bunun ispatı sadece arı sütü ile beslenen kraliçe arılar. Normal arılar 6 hafta yaşarken kraliçe arı 6-7 yıl arası yaşıyor
Merhem olarak da kullanılan arı sütü insan cildinin güzelleşmesinde inanılmaz etkiler gösteriyor. Çilt hastalıklarının dermanı olan arı sütü kozmetik sektörünün de baştacı. Arının sütünün kısırlıktan tutun da kansere kadar olan bilimsel olarak faydalarını sıralamadan önce bu süt nasıl elde ediliyor onun bilgisini verelim. 40-50 kovandan bir sezon boyunca ancak 1 kilogram kadar üretim yapılabiliyor. Arı sütünü 5 derece gibi normal bir buzdolabı sıcaklığında 2-3 ay boyunca saklayabilirsiniz. Daha uzun saklanması gerekiyorsa sıfırın altında 17 derece buzluk kullanılmalı.
Arı sütü ne kadar erken tüketilirse insan vücudunda daha fayda sağlamaktadır. Arı sütünün ışık ve ısıya karşı hassasiyeti de vardır. Bu nedenle özelliğini erken yitirmektedir
ARI SÜTÜ NASIL OLUYOR?
Arı sütü, bir haftalık genç arıların yutak altı bezlerinden salgıladıkları bir enzimdir. Arılar arı sütünü sadece kraliçe arı ve yavru arıların beslenmesi için üretirler. Kraliçe arı yaşadığı süre boyunca arı sütüyle beslenir. Diğer arılar ise yavruyken ilk 3 gün arı sütüyle beslenir, ilk 3 günden sonra ise bal ve polenle beslenmeye başlarlar.
Arı sütünün üretilmesi de çok zahmetlidir. Arı sütünü bir haftalık genç işçi arılar üretir. Bu arılar ne yeni ergin olmuş acemi arılar ne de kovan dışına çıkarak yıpranmış arılardır. Genç işçi arılar yaşamlarının en verimli zamanlarında, yani bir haftalıkken hem kendileri hem de insanlık için mucizevi faydaları olan arı sütünü üretirler. Sadece arı sütüyle beslenen kraliçe arı diğer arılardan çok farklı bir hal alır. Fiziksel olarak diğer arıların iki katı kadar bir irilikte ve diğer arılardan iki kat kadar daha ağır olur. Diğer arıların hepsi kısır olmasına rağmen, arı sütüyle beslenen kraliçe arı yeryüzünün en doğurgan canlısı olarak günde kendi ağırlığının 2 katı kadar, 1500-3000 yumurta yumurtlar.
Kraliçe arının diğer arılardan bir farkı da ömrüdür. Normal arılar 6 hafta yaşadıkları halde kraliçe arı 6-7 yıl yaşar. Bilim adamları, normal arıyla kraliçe arı arasındaki bu büyük farkın sebebini kraliçe arının arı sütü ile beslenmesi olarak açıklamışlardır.
ARI SÜTÜNÜN MUCİZESİ
Kovandaki düzenin ve arı kolonisinin hayatının devamı arı sütüne bağlıdır. Arı sütüyle beslenen kraliçe arı kovana hükmeder. Yeryüzünde hiçbir canlı da rastlanamayacak derecede inanılmaz bir doğurganlıktır kraliçe arının yumurtlaması. Kraliçe arının sadece arı sütüyle beslenmesi bu mucizevi ürünün ne kadar etkili ve kuvvetli olduğunu göstermektedir.
Kovandaki düzenin ve arı kolonisinin hayatının devamı arı sütüne bağlıdır. Arı sütüyle beslenen kraliçe arı kovana hükmeder. Yeryüzünde hiçbir canlı da rastlanamayacak derecede inanılmaz bir doğurganlıktır kraliçe arının yumurtlaması. Kraliçe arının sadece arı sütüyle beslenmesi bu mucizevi ürünün ne kadar etkili ve kuvvetli olduğunu göstermektedir.
ARI SÜTÜNÜN İSPATLANMIŞ FAYDALARI - Kanserle mücadelede bütün dünya ile birlikte ülkemizde de yaygın olarak arı sütü kullanılmaktadır. Yapılan son çalışmalara göre arı sütü kürünün, kanserli hücrenin büyümesini yavaşlattığı ve kanser riski bulunan hastalarda kanser oluşumunu engellediği tespit edilmiştir. Uzmanlara göre yılda en az bir defa arı sütü kürü uygulamak kansere yakalanma riskini ciddi oranda azaltıyor.
HASTALIKLARI ÖNLÜYOR
- Arı sütü kürü ile bağışıklık sisteminin güçlendiği, bünyedeki bakteri ve mikropları yok ettiği, hatta oluşumunu engellediği kaydedilmiş. MS gibi çok ciddi hastalıklarda bile propolis ile birlikte çok iyi sonuçlar alındığı belirtilmiştir.
KISIRLIK
- Kısırlık sorunu olan çiftler üzerinde yapılan çalışmalarda arı sütünün hücre yenileyici özelliği ile erkekte sperm sayısını artırdığı, damar yapısını güçlendirdiği, hormonal yapıyı düzenleyerek erkekten kaynaklanan sorunlarda çocuk sahibi olmayı kolaylaştırdığı, bayanlarda da rahimden kaynaklanan sıkıntıları giderip çiftlerin çocuk sahibi olmalarına yardımcı olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde de kısırlık tedavisinde sıkça başvurulan bir üründür. Özellikle bay – bayan birlikte kullanımı ile çok daha erken sonuçlar
KALP İÇİN FAYDASI - Kalp ve damar sistemini desteklediği gözlenmiştir. Arı sütünün özellikle damar tıkanıklığını kolaylıkla giderdiği, kan akışını düzenlediği tespit edilmiştir. Kolesterole iyi geldiği gözlenmiştir.
DOĞAL İNSÜLÜN - Tansiyon hastaları üzerinde yapılan çalışmalarda tansiyonu dengelediği rapor edilmiştir. - Diyabet hastalarına verilen arı sütü kürü ile bu hastalarda çok ciddi iyileşme gözlemlenmiştir. Arı sütünün doğal bir insülin gibi kandaki şekeri yakarak enerjiye dönüştürdüğü ve insülin ihtiyacını azalttığı tespit edilmiştir.
BALGAM SÖKTÜRÜCÜ -Arı sütü üst solunum yolu rahatsızlıklarına çok iyi gelmektedir. Astım, bronşit ve nefes darlığı çeken hastaları tedavi ettiği, akciğeri temizleyip balgamı söktürdüğü bilinmektedir.
ÇOCUKLARDAKİ ETKİSİ -Özellikle çocuk gelişiminde, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu bütün besinleri barındırdığı için çok yararlıdır. Çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerini hızlandırır. Kas ve kemik gelişimlerini destekler.
ARI SÜTÜ NASIL TÜKETİLİR? Arı sütü saf olarak kullanılacağı gibi su, pekmez veya sütte çözülerek de tüketilebilir. En yaygın olan balla karıştırılarak tüketilmesidir. Bal hem biraz ekşi olan arı sütünün daha rahat alınmasına yardımcı olduğu gibi koruyucu özelliğiyle arı sütünün bozulmasını önler.
ARI SÜTÜ NE KADAR ALINMALI? Arı sütü saf olarak alınacaksa dilaltından alınmalıdır. Bir ölçek arı sütü dilaltına alınıp yutulmadan beklenir 20-30 saniye içerisinde dilaltındaki kılcal damarlar vasıtasıyla hemen emilir ve sindirilir. Arı sütünün dozajı konusunda kulaktan duyma bazı bilgilerin gerçekçi olmadığını belirtmekte yarar Doktor tavsiyesi olmadan 2 yaş altındaki çocuklara verilmesi önerilmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.